Çalışmalar » Denemeler

YA SUYUMUZ TÜKENİRSE ?

YA SUYUMUZ TÜKENİRSE?

Suyun olmadığı bir dünya düşünebilir misiniz?

Eskilerde bir söylem vardı “Su Hayattır” diye.  Hangimiz hatırladı? Eminim yaşça büyükler gülümsediler.

Su yaşam için çok önemlidir. Suyun biz canlıların yaşaması için ne kadar gerekli olduğunu hepimiz biliyoruz. Uzmanlar herkesin günde en az 3 lire su tüketmesini önerdikleri de bir gerçek. Kanımızda, kemiklerimizde hatta beynimizde bile su bulunuyor. Bunlara göre canlıların suya her zaman fazlası ile ihtiyacı vardı ve olacak.

Suyun bitmesi demek tüm canlılar için ‘SON’ demek. Peki, tükenmeye başladığında ve yerine yenisi konamayacak durumlara gelindiğinde su için insanlar arasında yapılmayacak şey yoktur. Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Sn. Dr. Ramazan Kurtoğlu yazdığı kitaplarda, çıktığı televizyon programlarında özellikle Ortadoğu merkezli çıkacak su savaşlarına dikkatimizi senelerdir çekmektedir. Yazdığı başarılı kitaplardan edindiğimiz bilgilere göre önümüzdeki yıllarda su için insanoğlu çok bedeller ödeyecek gibi gözüküyor. Hatta su savaşlarının çok yakında olduğuna dikkatimizi çekiyor.

Suyun tükenmesi ile bitkiler kurumaya ve ölmeye yüz tutarlar. İçmeye su bulamayan insanlar bir müddet sebze ve meyvelerden su ihtiyaçlarını karşılasalar bile bunlar tükendiği zaman susuzluk yüzünden kötü bir son ile karşılaşılması hiç kaçınılmaz.  

Bilim adamları yaptıkları araştırmalarda İnsanoğlunun gıda almadan sadece su ile 7 ile 10 hafta arasında yaşayabildiğini ispatlamışlar. Ancak su olmadan yaşam sadece 1 hafta kadar sürebildiğini de söylemektedirler.

Yazının başında da belirttiğim gibi yeryüzünde yaşayan tüm canlılar suya muhtaçtırlar. Yaşam boyunca da su tüketmek zorundadırlar.  Dünyada hayat ve yaşamın olmasının tek şartı “SU” dur.

Yeryüzünde su olduğu gibi gökyüzünde de su vardır. Bulutlar içinde tonlarca su bulunuyor. Bunlar belli aralıklarla yağan yağmurlar vasıtası ile yeryüzüne düşüyorlar. Soluduğumuz havanın belli bir kısmında su buharı mevcuttur.  

İnsan vücudunun yaklaşık olarak yüzde 70 i sudur. Tüm organlarımızın içinde de su bulunmaktadır. Kemiklerimizin yaklaşık yüzde 22 si sudur. Ancak kemikler gene de sert görünürler. Kanımızdaki su oranı da yüzde 83 tür.

Bunun yanında bitki ve hayvanlarda bu oran yüzde 90 ları bulmaktadır. Tüm bunları dikkate alırsak susuz bir yaşam olması mümkün değildir.  Su tüketimine dikkat etmemiz gerekir.   

Bundan fazla bir zaman önce değil 2018 senesinde Güney Afrika Cumhuriyeti’nin en önemli ticaret ve turizm kentlerinden Cape Town şehri susuzluk ve kuraklık yüzünden dünyada ilkleri yaşadı. Böyle bir şehir  “Day Zero” adında yani suyun tamamen bittiği günün yaşanmaması için bir dizi radikal önlemler aldı ve en başta günlük yaşantımızda bilinçsizce tükettiğimiz suyu nasıl idareli kullanacağımızı ve bilmeden ya da bilerek boşa tükettiğimiz suyun nasıl değerli olduğunu bizlere hatırlattılar. Şehirde suyun en fazla tüketildiği yerlerde alınan önlemlerle suyun tamamen bitmesinin önüne geçilmiş oldu. Yıkanırken harcadığımız su, bulaşık makinelerinin aslında görevlerini ne kadar az su ile yaptıklarını ortaya çıkarttılar. Hep bilinen bir yanlışı gözler önüne serdiler.

Yıllardır bulaşık makinelerine koyacağımız tabak ve bardakları daima musluktan akan sudan geçirip bulaşık makinesinin içine yerleştirmenin ne kadar gereksiz olduğunu gösterdiler. Bulaşık makineleri ve üretilen kimyasal deterjanlar tabaklardaki yemek artıklarını el değmeden temizliyorlar. Hem de daha az su kullanarak. Kız arkadaşımla evimizde yemekten sonra tabakları olduğu gibi bulaşık makinesinin içine koyarken beni bunu yapmamam için uyarır ve bana sitemkâr konuşur. O tabakları makineden çıkarıp yeniden suda bir gezdirip daha sonra makineye yerleştirirdi. Ben yanlış yaptığımı sanırdım. Halbuki günümüzde ünlü bir deterjan markası da tabakların durulanmadan makinenin içine koyulması gerektiğini yaptığı spot tanıtımlarla halka duyuruyorlar. Bu suyun israfını önemli ölçüde etkiliyor.  Cape Town gibi bir şehir nasıl oldu da susuz kaldı? Bunu orada yaşayanlarda çok düşünmüşlerdir elbette. Ama bunun en büyük nedeni bilinçsizce tüketim ve su israfıdır. Gelen turistlere banyolarında duş alırken fazla su tüketmemeleri konusunda uyarı yazılarını banyolara asan otel yönetimleri tuvalet sifonu kullanımında da sınırlamalar getirmişlerdir. O günlerde televizyondan takip ettiğim haberlerde havuzlarda su bulundurma yasaklanmış ve var olan suyun değeri insanlar tarafından bir kez daha anlaşılmıştır. Akşamları tankerlerle halka sınırlı litre dağıtılan su için yerel halk saatlerce kuyrukta beklemişlerdir. Evlerde boş kap, bidon ne varsa bu sularla doldurulmuş ve bir sonraki su tankerin gelmesi gözlenerek günler geçmiştir. Arabaların ve dış cephelerinin yıkanması yasaklanmış ve oto yıkama istasyonları geçici bir süre devlet kontrolüne bırakılmışlardır. Bu şekilde yağışlar başlayana kadar 90 gün devam eden tasarruf politikası yağmurun yere düşmesi ile son bulmuş ve insanlar eskisi gibi bilinçsizce tüketmeden yaşamlarına devam ediyorlar. Cape Town a giderseniz su konusunda hala uyarı levhalarını sokaklarda evlerde görebilirsiniz.

Ya Türkiye’de böyle bir kriz yaşanabilir mi?  Üç tarafımız denizler ile çevrili olan Türkiye’de su alarm verir mi?

Cevap: EVET.

Türkiye su fakiri olan bir ülkedir. Eğer biz de elimizdeki suyun bir gün bitebileceğini unutursak Cape Town dan daha beter bir kriz yaşamamız hiç sürpriz olmaz.

70 li, 80 li yıllarda İstanbul’da yaşayanlar çok iyi hatırlarlar ben iyi hatırlıyorum.  Evlerimizin banyolarında veya çatılarda mutlaka 1000 litre veya 2000 litrelik yedek su depoları bulunurdu. Hatta evlerde küvetlere bile su doldurulur annelerimiz bu su ile merdaneli çamaşır makinesinde çamaşırları yıkarlar temizlik bile yaparlardı. Gece veya gündüz günün belirsiz bir saatinde gelen su musluklarda bir uğultu ile gelir ve önce ince ince akar daha sonra biraz artarak akmaya devam ederdi. İşte tam bu sırada bizlerde boş kova, su şişeleri ve bidonları akan su ile doldurup kullanmak üzere saklardık. 

Yıllar geldi geçti. Yeni yapılan binalarda banyo küvetleri yerini duş kabinlerine bıraktılar.  Peki, su krizi yaşanırsa? Ve insanların tedbir almadıklarını düşünürsek? İşte o zaman olumsuz sonuçlara da hazır olacağız. ‘Tarih tekerrürden ibarettir.’ diye çok güzel ve yerinde bir söz vardır.  Eskiden şeker biterdi, küçük bir tabakta komşudan istenirdi. Birkaç gün sonra o komşu bizden un isterdi biz de ona verirdik. Yardımlaşma ve güzel komşuluk ile büyüyen bir nesiliz biz. Peki, suyumuz tükendiğinde o komşumuz kapımızı çalıp sıkılarak ‘Doldurmayı unuttum sizde varsa 1 şişe su istiyorum’ dediğinde işte Cape Town dan daha kötü bir krizin içinde olduğumuzun tam ispatıdır. 

İstanbul’un su durumunu belediyeler senelerce üzerinde çalıştıkları projeler ile güzelleştirdiler ise de şimdilik bir su krizi yaşanacağı gözükmüyor. Biz insanlara da çok önemli görevler düşüyor. Öncelikle kendimizden başlayarak gelecek nesle yaşanabilir bir İstanbul bırakmak için suyumuzu idareli kullanmaya başlayalım. Hem de hemen. Çok geç olmadan.  Cape Town da duvarlara asılan uyarı levhalarını sizinle paylaşıyorum. Dilerim ki Allah bize böyle bir kıtlık yaşatmaz.

Saygılarımla

Mustafa Mutlu İbili

Bahçeşehir – Haziran 2019

su_biterse__75955862019_

su_biterse_ne_olur__8031862019_

su_levhalar__305;__812862019_

su_tukend__305;g__305;nde_ne_olur_8135862019_


8.06.2019