Çalışmalar » Denemeler

SOĞUK GÜNLERDE (13)

Salı gününün iş yorgunluğu üzerimde devam ederken bu halde tedavi olmak için yeniden hastaneye geldim. Kayıt işlemlerini gerçekleştirdikten sonra tedavi olmak için gene aynı yatağa yüzükoyun yattım. Semra Hanım bu sefer perdeyi kapatmadı.

 Semra Hanım kalem elektrot ile yüzümün belli kısımlarındaki kaslarıma elektrik vermek üzere tedavime başladı. Dünkü gibi rutin devam ediyordu. “Tepki veriyorsunuz” dedi. Ben de bunu duyunca daha çok inandım iyileşeceğime. Eski günlere geri dönmek yakındı.

İnsanın iyileşeceğini bilmesi de iyileşmeye doğru alınacak yolun yarısına gelindiğini ifade ediyor. Bugün Semra Hanım ile biraz konuşma fırsatımızda oldu. Hoş sohbetli sempatik bir hanımdı. Konuşması mesafeli ve az cümlelerden oluşuyordu. Benim yazar olduğum konusu bir anda açıldı. Çok ilgisini çekti. Okuduğu kitaplardan bahsetti. Kitaplardaki anlatımı o kadar güzel cümlelerle bana aktarıyordu ki. Tahsilli gençlikten birisi ile konuşmanın memnuniyetini yaşadım. Hiçbir konuya önyargılı yaklaşmıyordu. Her görüşe saygılı ve sanata değer veren birisiydi. Okuduğu kitaplardaki alıntıları paylaşıyor ve bunun üzerinde yorumlar yapıyordu. Tabi bu arada tedavime de devam ediyordu.

Kısa bir süre sonra elektrik verme işlemi bitmiş, yüzümdeki kaslara yapılacak masaj yapmasına sıra gelmişti. Bunu da yaparken bana “Alt dudağınızı aşağı eğin” dedi. Ben bir an nasıl yapılacağını anlayamadığım için ona baktım. O da kendisi yaparak gösterdi. Ardından ben bunu da yaptım.  Daha sonra “Dudaklarınızı ileri itin “ dedi.  Bunu bildiğim için rahatlıkla yapıyordum. Ardından kaşlarımı yukarı kaldırmamı istedi ve bunu uzun süre yapmamı izledi.  “Tamamdır bugünlük” dedi. Yerinden kalktı ve ben de giyinmek üzere montumu askılıktan aldım ve atkımı bağlamaya başladım. Tüm hareketleri güzelce yapıyordum. Semra Hanım “Akşam aynanın karşısında da bu hareketleri yapmaya devam edin. Bunları yapmaz iseniz buradaki tedavinin bir anlamı olmaz” dedi. Ben tüm ödevlerimi anlayarak hastaneden ayrıldım. Hava çok yağmurluydu. Durakta biraz bekledikten sonra otobüsüme bindim ve evime geldim.

Yemeğimi yedikten sonra egzersizlerimi yapmak üzere aynanın karşısına geçtim. İşte her şey buraya geldiğimde değişti. Ne mi değişti? Merak mı ediyorsunuz? Hemen söyleyeyim. Aynada kendimi gördüğüm ve önce alt dudağımı aşağı indirmeye çalıştığım an bunu hiçbir şekilde yapamadığımı izliyordum. Dudaklarımı öne iterken de dudaklarım sola doğru kayıyordu. Ya kaşlarımı kaldırmak istediğimde sol kaşım kalıyor sağ taraftaki yerinden bir milim dahi hareket etmiyordu. Ama ben kendimi zorluyordum. Fakat sonuç şimdilik olumsuzdu. Aynaya bakmadan yapmak istediğimde tüm hareketleri eksiksiz ve normal şekilde yaptığımı hissediyordum. Yani yaptığımı sanıyordum…

Zaman alacağını ve zamanla iyileşeceğimi söyleyen doktorum Sn. Özlem Acar Hanımın bu sözleri aklıma geliyordu. Biraz daha sabır etmek zorundaydım. Azim ederek düzeleceğim konusunda kendi kendimi telkin ediyordum. Zaten başka da yapacak bir hamlem de olamazdı.

(devam edecek…)

 

 

 


10.04.2019