Çalışmalar » Denemeler

SOĞUK GÜNLERDE (9)

Dün çekilen Beyin Tomografisinden sonra içimde heyecanlı bir bekleyiş başlamıştı. Açıkça sonucunu çok merak ediyordum. Kötü bir sonuç olmaması için Allah'a dua ediyordum. Fakat her zaman ikinci bir senaryoya da hazırlıklı olmak gerektiğine inanıyordum. Ya beklediğim gibi sonuçlar çıkmazsa?

 Evde bekleyip durmaktan bayağı sıkılmıştım. Rutin iş hayatıma devam etmek istiyordum. İşyerinde beni bekleyen işler vardı ve onlarla ilgilenmem gerekiyordu. Eğer ilgilenmediğim de müşterilerim bekleyecek ve bir müddet sonra işler birikecek hatta altından kalkılamayacak hale de gelebilecekti.

Bu yüzden dün akşam müdürüm ile yaptığım konuşmada bugün için birlikte işyerine gitmeye karar verdik. Sabah kahvaltımı yaptıktan sonra işyerine doğru yola çıktık. Tabi bu sefer kıyafetime çok dikkat ediyordum. Özellikle yüzümü rüzgar ve yağmurdan koruyordum.

Otoparka gelince birkaç gün de olsa uzak kaldığım işyerine yeniden kavuşmanın heyecanı içindeydim.  Bina girişindeki güvenlik noktasında kontrol yapan arkadaşlar beni gördüklerinde “Geçmiş olsun” dediler. Ben de onlara teşekkür ettim. Daha sonra yürüyen merdivenlerden işyerimin bulunduğu kata geldim. Yan komşularımdan Kuru Temizleme işi yapan ve işinin ehli olan Mustafa Bey ile de selamlaştım.  Kendisine ayrıca teşekkür ediyorum. Hastalandığım ilk gün (28 Aralık 2018) hastaneye gittiğimde hem müdürümü aramış durumu bildirmiş hem de buradaki komşulara da söylemiş. Çünkü evde iken binamızda bulunan esnaflardan kendisi dahil, Mücahit Bey,  Yavuz Bey, İlhan Bey,  Ümit Bey,  Mahmut Bey ve hastalığımı duyan havuz başındaki Kahve dükkanın sahibi Ramazan Bey ve çalışanları dahil tek tek telefonla arayarak bana “Geçmiş Olsun” dileklerini ilettiler. İnsanın arkadaşları, komşuları, ailesi ve dostlarından başka hazinesi yokmuş bunu bugünlerde çok daha iyi anladım. Zaten dünyada kalan sohbetten başka bir şey değil ki. Kalplerine dostluk ekmişim yüreğimde bir bağ oluşturmuşum bu ne güzel duygudur. Hem şanslıyım hem de mutluyum. Teşekkür ediyorum hepsine var olsunlar sağ olsunlar.

Masama oturunca neşem yeniden geri geldi. Sanki hiç hasta olmamışım gibi kendimi zinde hissediyordum. Amadeus ( bilgisayarlı rezervasyon sistemi)’un o mavi ekranını karşımda görünce hemen Queue’ma (rezervasyonlar hakkında güncel bilgiler opsiyon süreleri ve havayollarından gelen mesajların olduğu bilgi ekranı) baktım. İçi bayağı mesajlarla dolmuştu. Birkaç gündür uzak kaldığım Amadeus ile nihayet kavuşmuştuk. Klavyeye bakmadan 10 parmak yazdığım için parmaklarım tekrar klavyenin tuşlarına bastığımda tıkır tıkır tuş sesleri ofisin içinde yankılanmaya başladı. Rezervasyonları bitirdikten sonra faturalara geçtim bu sırada esnaf dostlarım tek tek yanıma gelerek ziyaretimde bulundular. Kısa ve hatta ayaküstü yaptıkları ziyaretleri esnasında hepsi “Geçecek düzelecek hiç moralini bozma” diye bana telkinler vererek gidiyorlardı.  İşime de devam ediyordum. Gelen misafirlerle de konuşuyordum. İş hayatı böyledir. Masaya oturdunuz mu ya telefondan gelen çağrılar ya gelen e postalar veya Amadeus ‘ta Queue’nuza gelen mesajlar sizi meşgul ederler. Hepsine yanıt vererek günün bittiğini anlamadan masadan çok kalktığım olmuştur eve gitmek için.  İşini severek yapmanın altın kuralı kendini işinle bütünleştirmekten geçmektedir.

Öğle vakti geldiğinde evde yapılan yemeğimi yanımda getirerek bir müddet bu şekilde beslenecektim. Binamızdaki restoranın fırınında tuzsuz hamurla yapılan lavaş ekmeğini temin ederek öğle yemeklerini yiyecektim. Çünkü dudaklarımın sağ tarafında küçük bir açıklık vardı. Tam kapanmıyordu. Ağzımdaki sıvılar ve yiyecekler o taraftan dışarı çıkabiliyordu. Bu yüzden toplum içinde bir müddet yemek yemek ve bir şeyler içmek için henüz çok erkendi.  Ama düzelecekti.  

Ertesi gün işime yeniden gelmiştim. Bugün de rutin işler ve beni ziyaret gelen esnaf ile de konuşuyordum. Sağ olsun hepsi bir birinden iyi insanlardı. Bir şey yapmak için gelip gidiyorlardı. Ancak çok ağır ilerleyen bir iyileşme süreci vardı hastalığımın.

Bugün bir müşterim telefonda konuşurken ağzımda bir şey olduğunu sanmış ki bana “Afiyet olsun” demişti. Bunu duyunca artık saklamamam gerektiğini anlamıştım. Çünkü benim durumumu bilmeyen böyle telefonun başka ucunda olan kişiler onlarla mesai saatleri içinde lakayt bir tavır takındığımı sanmasınlar istiyordum. Telefondaki müşterime “Yüz Felci oldum. Ağzımda bir şey yok sadece sola doğru çekiyor ve dudaklarımın yarısı alt dudağıma baskı yapıyor ondan böyle çıkıyor sesim” dediğimde “Geçmiş olsun. Allah şifa versin” diyerek konuşmayı değiştirdiğini çok iyi hatırlıyorum.

Genelde etrafımdaki dostların yakınları da benim yaşadığım bu hastalığı atlatmışlardı. Bana bu durumdan bahsediyorlardı. Ben de onlar atlattı demek ki ben de atlatacağım. Geçecek bu günler diye kendimi teselli ediyordum. 

İlaçlarımı aldığım için yediklerime de dikkat ediyordum. Plastik bardakta su ve çay içiyordum.  Cuma günün en önemli gelişmesi bugün Beyin Tomografi sonucunu öğrenme günüydü. Özlem hanım bana son görüşmemde masasındaki telefon numarasını vermişti. Bu numarayı arayarak tomografi sonucunu öğrenecektim. Bunun için ofisten çıktım ve koridor da yürürken heyecan ve merak arasında Özlem Hanımın telefonunu aradım.  Birkaç kez çaldıktan sonra Özlem Hanım telefona cevap verdi. Kendimi tanıttıktan sonra bana nasıl olduğumu sordu. Bende ilaçlarımı almaya devam ettiğimi söyledim. “Beyin Tomografi sonucunu öğrenmem için sizi aradım” dedim. Özlem Hanım “Tabi Mustafa Bey hemen bakıyorum çıkmış sonuçlarınız” dedi ve sustu. Ben de heyecan içinde ondan gelecek yanıtı bekliyordum.  “Allah'ım” dedim içimden. Özlem Hanım “ Mustafa Bey korkulacak bir şey yok değerleriniz normal seyirlerde” dedi. Ben bunu duyunca çok sevindim. Bir engel kalkmıştı kafamda. Beynimde bir sorun olsaydı bu daha kötü bir hal alacaktı. Ömür boyu sürecek bir tedaviye de maruz kalabilecektim. Hatta bu felç durumum belki de kalıcı olacaktı. Çok şükür Allah kimsenin sağlığına zeval vermesin dedim içimden. Özlem Hanım a teşekkür ettim.  Özlem hanım benim tansiyon sorunum ile ilgili kardiyoloji ile görüşmemi de istemişti.  Dün sabah işyerine geldiğimde hastaneyi yeniden arayıp yarın için Kardiyoloji den Dr. Fatih Tekiner Beyden randevu almak için kayıt açtırdım. Özlem Hanım ile konuşma bitiminde yarın yani Cumartesi günü için Kardiyoloji den randevu aldım. Kalbimi de yarın göstereceğimi söyledim. “Mustafa Bey kardiyolojiden çıktıktan sonra sonuçları bana iletirsiniz hafta içi yeniden görüşelim” dedi. Ben de telefonu kapatarak sevincimi arkadaşlarımla paylaşmak üzere sırayla onları da telefon ile aradım. Günüm böyle rutin gelip geçmişti. Akşam yeniden müdürüm ile işten çıktık. Hava hala soğuk ve yağmurlu idi. Yakın yerde oturduğumuzdan birlikte semte doğru geldik.  Akşam aileme beyin tomografisi sonucunu paylaştım. Herkes çok sevindi. Annem “Çok şükür “ diyerek dua etti. Güzel bir akşamda televizyon karşısında meyvemizi yedik ve dizimizi izlemeye devam ederek günü bitirdik.

 ( devamı gelecek…)

 

 

 

 


19.03.2019